hgs  eokul   lgs   kyk  
  29.03.2024  

Öğrenim Kredisi mağduriyeti..

Öğrenim sırasında işe yarayan kredilerin geri ödemesinde işsiz üniversite mezunları mağdur oluyor.

Yüksek öğrenime hak kazanan öğrencilere öğrenim ve katkı kredisi veriliyor olması önemli bir düzenleme ve belki eğitimde fırsat eşitliğine bir ölçüde de olsa hizmet ediyor. Fakat bu kredinin geri ödemesinde uygulanan prosüdür çok sayıda mağduriyetin doğmasına neden oluyor.

Öğrenci Kredilerine öğrenim süresi boyunca ve geri ödeme tamamlanıncaya kadar TÜİK’in toptan eşya fiyat endeksi baz alınarak enflasyon oranında kümülatif ilaveler yapılıyor.

KYK Yönetmeliği Madde 16’ya göre üniversiteden mezun olanların iş bulup bulmasına bakılmaksızın ödenen miktarın 2 yıl sonra bir bildirimle tahsiline gidiliyor. Bu süre Yüksek Lisans halinde 3 yıla çıkabiliyor. Bildirimde;

“Borcunuzu aksatmanız ve/veya ödememeniz halinde, ödenmeyen her taksit için günlük gecikme zammı ilave edilecek ve " 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun " hükümlerine göre Vergi Daireleri aracılığı ile tahsil yoluna gidilecektir” diye bir madde var ki çok ürkütücü.

Sanırım kamu alacaklarına uygulanan aylık yüzde 5’lik gecikme faizinin uygulanacağından sözediliyor. Yani borç bir hayli kabaracak. Ödenmezse ayrıca hacize gidilebilecek. Hiçbir işi, geliri olmayan, dolayısıyla malı da bulunmayan kişinin neyini haczedeceksiniz? Fakat korkutma ölçütünde değer taşıyabilir bu ifadeler.

İlgili maddede yüksek öğrenim kredi geri ödemelerinin kredi alındığı sürenin yarısı kadar bir sürede ve aylık taksitler halinde ödenmesi hükmü var. Bu madde de anlaşılır gibi değil. Ülkemizde kazançlar o kadar fazla mı ki, aldığı dönemin yarısı kadar sürede ödenebilsin? Resmen mağduriyete kapı açılıyor. 4-5 yılda aylık taksitlerle alınan kredi 2-2, 5 yılda ödenecek. Kredi yekunu enflasyon ilavesiyle 7-11 bin TL’ye kadar çıkıyor. Aylık taksit neredeyse asgari ücrete uzanıyor. Bu ücretle çalışan birisi tüm aldığını mı kredi borcuna verecek? Böyle yaparsa nasıl yaşayacak?

Kaldı ki ülkemizde en fazla işsizlik yüksek öğrenimlerde ve neredeyse bu oran yüzde 25’e varıyor. İş bulamamış ama ödeme pusulası geliyor. Belki ailesinden gelen yardımla beslenmelerinden bile kesip ödeyebiliyorlar ama işsizliğin yarattığı mutsuzluğa bir de bu tahsilat ekleniyor. Adam askere gitmiş, er olarak yapıyor ama borç çıkarılıyor. Bu halde belki yurt savunması görevini bile iyi yapamayacak. Yüksek lisansta öğrenci, gelen bildirimle sarsılıyor. Halkı nefret ettiren bir garip ödeme haline geldi. Bu sayede çocuğunu okutmak isteyen dar gelirli herkes borçlu duruma düşürülüyor.

Tamam, bu para gökten inmiyor, olabildiğince fazla kişi yararlanabilsin diye tahsis edilen ulusal bir kaynağın geri dönüşümü ve mümkün olduğunca kendine yeterli olabilmesi gerek. Fakat sosyal devletin ve çağdaş devletin yurttaşlarına eşit eğitim olanakları sağlama, bir fırsat eşitliği fonksiyonu var, olmalı. “Almasını bildiği gibi, körmü ödesin” anlayışı olmaz. Alanlar, buna ihtiyaç duyanlar zaten belli ki dar gelirliler.

Başbakanlık bursu vs. gibilerden bir çok kişinin karşılıksız burs aldığını ve bunlar arasında durumu iyi olduğu halde serbest meslekte gerçeğe aykırı olarak durumunu kötü gösterip faydalananlar olduğu da vakıadır. Böylece ortaya çıkan haksızlığa mani olamayanlar bu gerçeğin altından nasıl kalkabilecekler?

Daha geçenlerde kriz dolayısıyla KOBİ’lere faizsiz kredi sağlamıştı devlet. Öğrencilere ise TEFE ve gecikme halinde faiz uygulanıyor. Okumak suç mu oldu ülkede? Neden böyle bir uygulama öğrenci gençliğe çok görülüyor? 30 yıl öncesine dönüyorum. Kredi 4 yılda alınır, geri ödeme bunun taqm 2 katında, yani 8 yılda yapılırdı. O kadar düşük bir faiz uygulanırdı ki, enflasyonun yüksek olduğu o yıllarda çalışanlar cüzi miktar tutan ödemelerini yıllık ya da toptan yatırabilirlerdi. Şimdi ise varlıklarımızı satıp savdığımız ekonomimizde parlak başarılardan söz ediyorlar. Nereden belli?

İşverenlerin, işçilerin, esnafın SGK prim borçlarına, vergi borçlarına kolaylık sağlayanlar geleceğimizi temsil eden yetişmiş gençlere iş sağlayamadıkları gibi bir zincir gibi onları borca bağlayan imkansız ödeme programıyla da maalesef daha da umutsuz hale getirmekteler. Eğitimden caydırmadır bu.

Oysa iş bilirlikle, iyi niyetle, sorunu özümseyerek çözülemeyecek bir olay yok. İş bulanlar belirlenip buna göre tahsilata 4 yıla yayılarak derhal başlanırken, -ki bunlar 2 yıllık enflasyon eklenmediğinden avantajlı olacaklardır- bulamayan, mastere ya da askerliğe devam edenlere iş buluncaya kadar ve azami 8 yıllık süre faiz eklenmemek suretiyle uygulanabilir.

Ama dedim ya, Vatandaşın sıkıntısını kendi sıkıntısı gibi benimseyebilmek gerek. Bunu kendi çocuğunu yurt dışında ya da paralı okullarda okutan kodaman yöneticiler anlamazlar.

1 yorum

öğrenim kredisine af

torba yasasıda belli olduğuna göre anlaşılan ak partinin öğrenim kredisine af getireceği yok ben yaklaşık 5000 tl öğrenim faizi ödüyorum hakkımıda helal etmiyorum inşaallah bu parti başımızdan giderde rahatlarız. yeni gelecek partinin af getireceğini ümit ediyorum

29.01.2014 - mehmet

Konular